Kamuflaj uzmanı olduğu için göremediğimiz bir
canavarın pençesinde hayatın, hayatlarımız. Bu canavar senin sen olmanı istemiyor. Senin
sadece onu beslemek için çalışmanı istiyor. Onun yakıtı sensin. Senin enerjini
emeğini emerek besleniyor. Varlığını devam ettirebilmek için aralıksız sömürmesi ve bunu sağlayabilmesi için de seni bu durumdan habersiz,
uykuda, adeta narkoz altında tutması gerekiyor. Kullandığı birçok özel teknik ve araçla
yaptığı tam olarak bu. O kıyası öğretti. Moda ve media gibi araçları senin devamlı yeni
şeyler arzu etmeni sağlamak için ve kıyaslayarak devamlı arzu eder halde kalman için kullanıyor. Bu sayede sen ihtiyacından fazla tüketen biri
haline geliyorsun. Gerçekte hiç ihtiyacın olmayan nesne ve hizmetleri elde
etmek için durmadan çalışıp didiniyorsun. Bu canavar seni koruman ve artırman gereken standartlar olduğuna inandırdı. Mutluluğun
nesnelere bağlı olduğuna ve mutlu olmak için devamlı yeni şeylere sahip olman
gerektirdiğine inandırdı. Bu inanç seni uyuşturuyor ve gerçeği görmeni
engelliyor. Böylece ne kadar fazlasına sahip olsan da doymayacağını, doyumun niceliğe değil niteliğe bağlı olduğunu ve yeninin sonunun
gelmeyeceğini unuttun ve yeniden fark etmeni de engelliyor. Seni durmaksızın ve sorgulamaksızın
çalışan bir makineye dönüştürdü. Bilincini kaybettin. Bilincin yerini otomatikliğe bıraktı. Nedenini
sorgulamaksızın programlandığın şekilde çalışma durumuna bıraktı. Bir bilgisayar gibi.
Neyi neden yaptığını bilmeden sadece yapmak. Ve seni çok önemli bir şeye daha
inandırdı bu canavar. Özgür olduğuna. Bu yüzden sen bir köle gibi dahi çalışmıyorsun. Köle esaretinin farkındadır ve bundan rahatsızlık duyar. Özgürlük arzusu ile yaşadığı için daima bir isyan potansiyeli taşır. Sen
bir robot gibi çalışıyorsun. Robot durumunun farkında değildir onun için de isyan söz konusu değildir. Zihnine yüklenen program sana özgür olduğunu ve özgür seçimler yaptığını söylüyor. Uykudasın. Aslen ve tam olarak rüyasında özgür olduğunu görmekte olan uyur-itaat eder bir kölesin. Ve canavarın en büyük korkusu senin uyanman. Deliliğinin, çılgınlığının farkına varman.
Baş döndürücü bir hızla çevirdiğin halde hiçbir yere varmayan bu çarkı ben
neden döndürüyorum sorusunu kendine sorman. Çünkü bu çark canavarı besliyor,
onun için enerji üretiyor. Senin farkına varışın, senin uyanışın onun felaketi
ve sonu olacak. Tüm imkanları bunun olmaması için kullanıyor. Uyanman
ancak canavarın farkına varmanla mümkün. Bunun gerçekleşmemesi için çok
kurnazca bir strateji uyguluyor. Onu hiçbir yerde bulamaman için o en akla
gelmedik yerde saklanıyor. Senin, benim, hepimizin içinde... Canavar bizim kolektif egomuzdan beslenen kolektif hırsımızdan başka birşey değil... Dikkatlerimiz sadece dışarıya odaklanmış olduğu için canavarı heryerde lanetliyor ama başını hiçbir yerde bulamıyoruz çünkü asla dönüp içimize bakmıyor, bakamıyoruz...
2007
volkan tankut
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder